Cehennem azabı
Azap veya gazap; kulun ahiret yaşamındaki sorgusu ve helalleşmesi neticesinde üzerinde kalan günahları karşılığında maruz kalacağı ilahi cezanın ve aslen Hak ile nihai helalleşmenin ve ruhu/bedeni terbiye/ıslah etmenin genel adıdır. Bunun kimlere uygulanacağı, ne kadar süreyle tatbik edileceği ve ayetlerde anlatılanın ne kadar gerçek ve ne kadar müteşabih yani benzetme olduğunu sadece Rabbimiz bilir.
Biz şunları biliriz;
• Ameller (iyi veya kötü) hardal tanesi kadar bile olsa karşılıksız kalmayacaktır.
• Cennet ve cehennem haktır, mutlaktır, yaşanacaktır.
• Kötüler ve cezalandırılanlar mutlaka cehenneme konuk olacaktır.
• Allah cehennemi insanlardan ve cinlerden doldurmaya ahdetmiştir.
• Her kul cehennemi görecek, sesini işitecektir.
• Cehennemin en büyük azabı ateştir.
• Cehennemlikler şeytanlarla birlikte hasredilecek ve cehennemin çevresinde dizüstü hazır edileceklerdir.
• Cehennemliklere önce kaynar su azabı sonra ateş vardır.
• Cennetlerde, cehennemin hışıltısı bile duyulmayacaktır.
• Cehennem azabında ölünmeyecek, azap bir gün bile hafifletilmeyecektir.
• Cehennemlikler kendilerinin helakine neden olanlarla ateş içinde birlikte yanacak, siz sebep oldunuz diye beyhude münakaşa edeceklerdir.
• Cehennem içine birileri atıldıkça (akılsızlıklarından ötürü kızacak) öfkeden çatlayacaktır.
• İnkâr edenler, Allah’a ortak koşanlar, yetim hakkı yiyenler cehennemliktir.
• Allah’a iftira atanlar cehennemliktir.
• İman etmeyenler ve imandan sonra küfre dönenler cehennemliktir.
• Şeytana, iblise uyanlar, dost edinenler cehennemliktir.
• Münafıkların cehennemdeki yeri kâfirlerden daha aşağıdadır.
• Kâfirler ve münafıklar cehennemin ebedi misafirleridir.
• Mü’mini kasten öldürenler, zalimler cehennemliktir.
• Mü’minlere işkence edip tövbe etmeyenler cehennemliktir.
• Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanlar cehennemliktir.
• Allah’a verdikleri sözü bozanlar, akrabalık bağlarını koparanlar cehennemliklerdir.
• Yeryüzünde fesat çıkaranlar, bozgunculuk yapanlar, azgınlar cehennemliklerdir.
• Büyüklük taslayanlar ve kibirliler cehenneme girecektir.
• Âyetleri geçersiz kılmak için çaba gösterenler cehennemliklerdir.
Yüce Rabbimizin cehennemi doldurma ahdi öyle istediği için değil öyle olacağını bildiği içindir. Yani o daha kul doğmadan akıbetini bilendir. O yarattığı ve yaratacağı kullara kalp, göz ve kulak verendir. Cehennemlikler ise bu bahşedilenleri Hak yolunda harcama becerisini göstermek istemeyenlerdir.
“Eğer dileseydik, herkese hidayetini verirdik. Fakat benim, “Andolsun, cehennemi hem cinlerden hem de insanlardan dolduracağım” sözüm gerçekleşecektir.” (Secde 32/13)
“Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.” (A’raf 7/129)
Cehennem kimler için ebedi, kimler için geçicidir bilemeyiz. Ama şunu biliriz ki insanı cehenneme götüren ilk ve en önemli şey imansızlık veya imandan küfre geri dönmektir.
“Allah, erkek münafıklara, kadın münafıklara ve kâfirlere, içinde ebedî kalmak üzere cehennem ateşini va’detti. O, onlara yeter. Allah, onlara lânet etmiştir. Onlar için sürekli bir azap vardır.” (Tevbe 9/68)
“…Şüphesiz Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır.” (Nisa 4/140)
Cehennem tasviri aslen şiddetlendirilmiş ateşin ta kendisidir.
Ayetlerden çıkarabildiğimiz kadarıyla kısaca cehennem azabına müstahak olanların boyunlarına demir halkalar vurulacak, Allah’ın rahmetinden kovulacaklar, ateş onları uzak bir mesafeden görünce onun müthiş kaynamasını ve uğultusunu işitecekler, suya koşan susuz develer gibi veya yüzüstü ve gurup gurup cehenneme sürülecekler, maden eriyiği ve irinli su içecekler, boğazdan zor geçen yiyecekler yiyecekler, elleri boyunlarına bağlanmış, çatılmış olarak cehennemin daracık bir yerine atılacaklardır.
“Onlar için cehennem ateşinden döşek, üstlerinde de cehennem ateşinden örtüler var. İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız.” (A’raf 7/41)
Ama cehennem azabı sadece derileri kavurup atan, kıvılcımlarının her biri saray boyunda ateşten ibaret değildir.
“Onlar, cehennem ateşi ile yüksek derecede kaynar su arasında gider gelirler.” (Rahman 55/44)
Birkaçı şöyledir: Soğukla azap, yılan akrep gibi hayvanların sokması, başına topuzlarla vurmak, aç bırakmak, zakkum yedirerek bağırsakları parçalamak, vücutları büyütülerek azabın şiddetlendirilmesi, irinli su içirmek, gayya kuyusuna atmak, uçurumlardan yuvarlamak, zifiri karanlıkta azap, büyük azap veren pis kokulara maruz bırakmak, azapların her gün katlanarak çoğaltılması, sonsuza kadar azap edilmesi.
Yüce Rabbim yeryüzüne ve cennetlerine varis kıldığı insanı sadece kendisine kulluk ve ibadet etsinler diye yaratmış, dünyayı bir imtihan alanı kılmıştır. Bu yaşamın sonu, muhasebesi mutlaka olacaktır çünkü tüm bu kainat, insan ve diğer varlıklar oyun olsun diye yaratılmamıştır. Bunun sonucu olarak bir ceza ve ödül sistemi de mutlaka olacaktır. Bu Rabbimizin hakkıdır, iman edenlerin hakkıdır, zulme uğrayanların hakkıdır. Çünkü Allah’ın adaleti kusursuz olandır ve Allah rahmeti ile tüm evreni kuşatsa da O aynı zamanda azabı en çetin olandır.
Sınırsız kudret, ilim ve irade sahibi olan Allah, kullarının özgür iradesi ile seçtiği yolda yürümelerine müsaade eden ama hesap soracak olandır. Bu hesap zerre kadar amelin atlanmayacağı, fidyenin kabul edilmeyeceği, kimseye haksızlık yapılmayacak bir hesaptır.
O hesap alanı bir kez görülünce kimseye yeniden dünyaya dönüp iyi işler yapması şansı da verilmeyecektir.
Cennet mü’mine yurt olurken zalim inkârcılara, küfre dönen münafıklara, ortak koşan müşriklere cehennem yatak olacaktır.
Cehennem azabı diye tasvir edilenler dünyevi örnekler midir yoksa hakikat midir bilemeyiz. Ama sonsuz büyüklükteki kainatı kusursuz ve muhteşem ahenkli halde Yaratan Rabbimizin cezasının da en çetin olacağını bilmemiz gerekir.
Cennet nasıl akla hayale gelmeyen güzelliklerle doluysa, cehennem de sayısız azap ve acı ile dolu olacaktır.
Zaman; cehennem ateşinden kurtulmak için tevbe etmek, imana dönmek, zalimin, münafığın peşinden değil Kur’an’ın ve Rahmet Peygamberinin izinden gitmek zamanıdır.
Zaman; başımızı dalıp durduğumuz dünya eğlencesinden semaya kaldırıp Yüce Rabbimizin kudret ve ilmine temas edip zikir, niyaz ve secde ile huşu içinde O’na yönelmek zamanıdır.
Zaman; ahirete azık hazırlamak, ateşten bizi kurtaracak bir hurma tanesini bile muhtaçla paylaşmak zamanıdır.
Çünkü cennet sevdalılarını bekleyen en büyük tehlike; cennet hayaliyle avunurken cehenneme götüren yolları göz ardı etmeleridir. Cehenneme götüren yollardan sakınmadan cennete götüren yollar bulunamaz.
Şirk öğrenilmeden tevhid, günah öğrenilmeden sevap, küfür öğrenilmeden iman öğrenilmez.
Ateşlerden korunmak için sığınılacak tek Malik Rabbimizdir.
Kur’an’da ikiyüz kusur yerde bahsi geçen cehennem azabının defalarca tekrarlanmasının, (cennet yaklaşık 175 kez geçmektedir) sayısız peygamber ve kitap vahyedilmesinin nedeni Rabbimiz Allah’ın sonsuz rahmetidir. Bu ikazlara, sınırlara riayet etmeyenler için yapılabilecek hiçbir şey yoktur. Bunlara kimseler şefaat da edemez. Çünkü şefaat sadece Allah’ın razı olduğu kulları hakkında geçerlidir.
Zalimler, bozguncu ve bölücüler, inkârcı ve kafirler bu şefaate asla sahip olamayacaklardır.
Şimdi yaşadığınız ortamda neler yaptığınızı, nasıl gaflette olduğunuzu, hangi şeytanların peşi sıra gittiğinizi yeniden düşünün.
Şimdi birileri sizi hesaba çekmeden siz kendinizi hesaba çekin ve mübarek Ramazan’a bu inanç ve azimle girin.
Ahiret yurduna giden yolda kefenin cebine sadece iman ve salih amel konabilir hepsi bu. Günahlarınız ise boynunuzda zaten asıldır ve hesap sorucu olarak herkesin nefsi yeter!
Siz hangi yolda olduğunuzu hala bilmiyorsanız kalbinize danışın. O size söyler.
Allah bizleri cehenneme değil cennetine götüren yollara kılavuzlasın.
Allah bizleri cehennem ateşinden uzak, razı olduğu kullarından eylesin.
Allah bizleri imanlı yaşatıp imanlı öldürsün.
Amin!
Cehennem azabı