Fecr suresi – Karşılaştırmalı meal
Karşılaştırmalı Kur’an Mealleri
FECR SURESİ
Ali Bulaç | Rahman ve Rahim Olan Allah`ın Adıyla |
Diyanet Vakfı | Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla. |
Elmalılı Hamdi Yazır | Bismillahirrahmanirrahim |
Süleyman Ateş | Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla.. |
Yaşar Nuri Öztürk | Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla… |
Ali Bulaç | 1- Fecre andolsun, |
Diyanet Vakfı | 1. Andolsun Fecre , |
Elmalılı Hamdi Yazır | 1-Andolsun şafağa. |
Süleyman Ateş | 1. Andolsun fecre (tan yeri ağarmasına), |
Yaşar Nuri Öztürk | 1 Yemin olsun tan yerinin ağırma vaktine, |
Ali Bulaç | 2- On geceye, |
Diyanet Vakfı | 2.On geceye , |
Elmalılı Hamdi Yazır | 2-on geceye, |
Süleyman Ateş | 2. On geceye, |
Yaşar Nuri Öztürk | 2 On geceye, |
Ali Bulaç | 3- Çifte ve tek’e, |
Diyanet Vakfı | 3.Çifte ve teke, |
Elmalılı Hamdi Yazır | 3-çifte ve teke, |
Süleyman Ateş | 3. Çift’e ve tek’e, |
Yaşar Nuri Öztürk | 3 Çifte ve teke, |
Ali Bulaç | 4- Akıp-gittiği zaman geceye, |
Diyanet Vakfı | 4.(her şeyi karanlığı ile) örttüğü an geceye |
Elmalılı Hamdi Yazır | 4-ve geçeceği sırada geceye. |
Süleyman Ateş | 4. Gitmekte olan geceye. |
Yaşar Nuri Öztürk | 4 Yola koyulduğu zaman geceye. |
Ali Bulaç | 5- Bunlarda, akıl sahibi olan için bir yemin var, değil mi? |
Diyanet Vakfı | 5.Bunlarda akıl sahibi için elbette birer yemin (değeri) vardır. |
Elmalılı Hamdi Yazır | 5-Nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için bir yemin (edilir şey) var değil mi? |
Süleyman Ateş | 5. Bu( anıla)n (şeyler)de akıl sahibi için bir yemin var, değil mi? (İşte bunlara andolsun ki kafirler mutlaka azaba uğrayacaklardır!) |
Yaşar Nuri Öztürk | 5 Nasıl, bunlarda akıl sahibi için bir yemin var mı? |
Ali Bulaç | 6- Rabbinin Ad (kavmin)e ne yaptığını görmedin mi? |
Diyanet Vakfı | 6. Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd kavmine? |
Elmalılı Hamdi Yazır | 6-Görmedin mi Rabbin ne yaptı Ad kavmine? |
Süleyman Ateş | 6. Görmedin mi Rabbin ne yaptı ‘Ad(kavmin)e? |
Yaşar Nuri Öztürk | 6 Görmedin mi ne yaptı Rabbin Âd kavmine? |
Ali Bulaç | 7- ‘Yüksek sütunlar’ sahibi İrem’e? |
Diyanet Vakfı | 7. Direkleri (yüksek binaları) olan, İrem şehrine? |
Elmalılı Hamdi Yazır | 7-Sütunların sahibi İrem’e |
Süleyman Ateş | 7. Sütunlu İrem’e? |
Yaşar Nuri Öztürk | 7 Sütunlarla dolu İrem’e, |
Ali Bulaç | 8- Ki şehirler içinde onun bir benzeri yaratılmış değildi. |
Diyanet Vakfı | 8.Ki ülkeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı , |
Elmalılı Hamdi Yazır | 8-ki, o ülkeler içinde bir benzeri yaratılmamıştı. |
Süleyman Ateş | 8. Ki ülkeler arasında onun eşi yaratılmamıştı. |
Yaşar Nuri Öztürk | 8 Ki beldeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı. |
Ali Bulaç | 9- Ve vadilerde kayaları oyup biçen Semud’a? |
Diyanet Vakfı | 9.O vadide kayaları yontan Semûd kavmine? |
Elmalılı Hamdi Yazır | 9-Ve vadilerde kayaları kesen (yontan) Semud kavmine? |
Süleyman Ateş | 9. Vadi(‘l-Kura)da kayaları oya(rak evler yapa)n Semud(kavmin)e? |
Yaşar Nuri Öztürk | 9 Ve ne yaptı vadide kayaları oyan Semûd kavmine? |
Ali Bulaç | 10- Ve kazıklar (ehramlar) sahibi Firavun’a? |
Diyanet Vakfı | 10.Kazıklar (çadırlar, ordular) sahibi Firavun’a? |
Elmalılı Hamdi Yazır | 10-O kazıkların sahibi Firavun’a? |
Süleyman Ateş | 10. Ve kazıklar sahibi Fir’avn’a? |
Yaşar Nuri Öztürk | 10 Ve kazıklar sahibi Firavun’a. |
Ali Bulaç | 11- Ki onlar, şehirlerde azgınlaşmışlardı. |
Diyanet Vakfı | 11. Ki onların hepsi ülkelerinde azgınlık ettiler. |
Elmalılı Hamdi Yazır | 11-Onlar ki o memleketlerde azıtmışlardı. |
Süleyman Ateş | 11. Bunlar ülkelerde azmışlardı. |
Yaşar Nuri Öztürk | 11 Bunlar, ülkelerde azıp zulmetmişlerdi. |
Ali Bulaç | 12- Böylece oralarda fesadı yaygınlaştırmış-arttırmışlardı.’ |
Diyanet Vakfı | 12.Oralarda kötülüğü çoğalttılar. |
Elmalılı Hamdi Yazır | 12-Oralarda bozgunculuğu çoğaltmışlardı. |
Süleyman Ateş | 12. Oralarda çok kötülük etmişlerdi. |
Yaşar Nuri Öztürk | 12 Ve oralarda bozgunu çoğaltmışlardı. |
Ali Bulaç | 13- Bundan dolayı, Rabbin, onların üzerine bir azab kamçısı çarpıverdi. |
Diyanet Vakfı | 13.Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı. |
Elmalılı Hamdi Yazır | 13-Onun için de Rabbin üzerlerine bir azap kamçısı yağdırdı. |
Süleyman Ateş | 13. Bu yüzden Rabbin onların üzerine azab kırbacını çarptı. |
Yaşar Nuri Öztürk | 13 Bu yüzden Rabbin, üzerlerine azap kamçısını yağdırıverdi. |
Ali Bulaç | 14- Çünkü Rabbin, gerçekten gözetlemededir. |
Diyanet Vakfı | 14.Çünkü Rabbin (her an) gözetlemededir. |
Elmalılı Hamdi Yazır | 14-Şüphesiz ki Rabbin öyle mirsad ile gözetlemektedir. |
Süleyman Ateş | 14. Elbette Rabbin gözetleme yerindedir (her an kullarının fiillerini gözetlemektedir). |
Yaşar Nuri Öztürk | 14 Çünkü Rabbin tam gözetleme yerindedir/tam bir biçimde gözetlemektedir. |
Ali Bulaç | 15- Fakat insan; ne zaman Rabbi kendisini bir denemeden geçirse, ona bir keremde bulunsa, nimetler verse: ‘Rabbim bana ikram etti’ der. |
Diyanet Vakfı | 15. İnsan var ya, Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunduğunda ve bol nimet verdiğinde “Rabbim bana ikram etti” der. |
Elmalılı Hamdi Yazır | 15-Ama insan, Rabbi onu her ne zaman imtihan edip de kendiside ikramda bulunur, nimetler verirse: “Rabbim bana ikram etti.” der. |
Süleyman Ateş | 15. Fakat insan öyledir; Rabbi ne zaman kendisini sınayıp ona ikramda bulunur, ona ni’met verirse: “Rabbim bana ikram etti” der. |
Yaşar Nuri Öztürk | 15 İnsan böyledir; Rabbi kendisini deneyip de ona cömert davranır, nimet yağdırırsa: “Rabbim bana ikramda bulundu!” der. |
Ali Bulaç | 16- Ama ne zaman onu deneyerek, rızkını kıssa, hemen: ‘Rabbim bana ihanet etti’ der. |
Diyanet Vakfı | 16. Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise “Rabbim beni önemsemedi” der. |
Elmalılı Hamdi Yazır | 16-Fakat her ne zaman da sınayıp rızkım daraltırsa: “Rabbim bana ihanet etti.” der. |
Süleyman Ateş | 16. Ama Rabbi onu sınayıp rızkını daraltırsa: “Rabbim beni alçalttı (perişan etti)” der. |
Yaşar Nuri Öztürk | 16 Ama Rabbi onu sıkıntıya uğratıp rızkını ölçüye bağlarsa: “Rabbim bana ihanet etti!” der. |
Ali Bulaç | 17- Hayır; aksine, siz yetime ikram etmiyorsunuz. |
Diyanet Vakfı | 17. Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, |
Elmalılı Hamdi Yazır | 17-Hayır, hayır, doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz. |
Süleyman Ateş | 17. Hayır, doğrusu siz (Allah’tan ikram bekliyorsunuz ama kendiniz) yetime ikram etmiyorsunuz. |
Yaşar Nuri Öztürk | 17 Doğrusu şu ki, siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz. |
Ali Bulaç | 18- Yoksula yedirmek için birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. |
Diyanet Vakfı | 18. Yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz, |
Elmalılı Hamdi Yazır | 18-Birbirinizi yoksulu doyurmaya teşvik etmiyorsunuz. |
Süleyman Ateş | 18. Yoksula yedirmeğe teşvik etmiyorsunuz. |
Yaşar Nuri Öztürk | 18 Yoksulun doyurulmasını teşvik etmiyorsunuz. |
Ali Bulaç | 19- Mirası, sınır tanımaz (helal, haram aldırmaz) bir tarzda yiyorsunuz. |
Diyanet Vakfı | 19. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. |
Elmalılı Hamdi Yazır | 19-Oysa mirası dermecesine (helal haram demeden) öyle bir yiyiş yiyorsunuz ki! |
Süleyman Ateş | 19. Mirası hırsla yutuyorsunuz. |
Yaşar Nuri Öztürk | 19 Mirası derleyip toplayıp yiyorsunuz. |
Ali Bulaç | 20- Malı ‘bir yığma tutkusu ve hırsıyla’ seviyorsunuz. |
Diyanet Vakfı | 20. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz. |
Elmalılı Hamdi Yazır | 20-Malı öyle bir seviş seviyorsunuz ki, yığmacasına! |
Süleyman Ateş | 20. Malı pek çok seviyorsunuz. |
Yaşar Nuri Öztürk | 20 Malı, devşirip depolatacak bir sevgiyle seviyorsunuz. |
Ali Bulaç | 21- Hayır; yer, parça parça yıkılıp darmadağın olduğu, |
Diyanet Vakfı | 21. Ama yeryüzü parça parça döküldüğü, |
Elmalılı Hamdi Yazır | 21-Hayır, hayır, yer üst üste sarsıntılarla düzlendiği zaman, |
Süleyman Ateş | 21. Hayır, yer birbiri ardınca sarsılıp dümdüz edildiği zaman, |
Yaşar Nuri Öztürk | 21 İş böyle gitmeyecektir! Yer birbirine çarpılıp dümdüz hale getirildiğinde, |
Ali Bulaç | 22- Rabbin(in buyruğu) geldiği ve melekler dizi dizi durduğu zaman; |
Diyanet Vakfı | 22. Rabbin(in emri) geldiği ve melekler saf saf dizildiği zaman (her şey ortaya çıkacaktır). |
Elmalılı Hamdi Yazır | 22-Rabbinin emri gelip melekler saf saf dizildiği zaman, |
Süleyman Ateş | 22. Melekler sıra sıra dizili durumda Rabbin geldiği zaman. |
Yaşar Nuri Öztürk | 22 Rabbin gelip melekler saf saf dizildiğinde, |
Ali Bulaç | 23- O gün, cehennem de getirilmiştir. İnsan o gün düşünüp-hatırlar, ancak (bu) hatırlamadan ona ne fayda? |
Diyanet Vakfı | 23. O gün cehennem getirilir, insan yaptıklarını birer birer hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ne faydası var! |
Elmalılı Hamdi Yazır | 23-cehennemde ki, getirilmiştir; o insan o gün anlar, ama bu anlamanın ne yararı var ona? |
Süleyman Ateş | 23. Ve cehennem de getirildiği zaman. İşte o gün insan anlar, ama artık anlamanın kendisine ne yararı var? |
Yaşar Nuri Öztürk | 23 O gün cehennem de getirilir. İşte o gün düşünüp anlar insan. Ama düşünüp hatırlamanın ona ne yararı var! |
Ali Bulaç | 24- Der ki: ‘Keşke hayatım için, (önceden bir şeyler) takdim edebilseydim.’ |
Diyanet Vakfı | 24. (İşte o zaman insan:) “Keşke bu hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim!” der. |
Elmalılı Hamdi Yazır | 24-Der ki: “Keşke ben bu hayatım için (sağlığımda hayırlar) göndermiş olsaydım.” |
Süleyman Ateş | 24. (O zaman insan): “Ah, keşke ben bu hayatım için (iyi işler yapıp) gönderseydim!” der. |
Yaşar Nuri Öztürk | 24 Der ki: “Keşke şu hayatım için önder bir şeyler gönderseydim.” |
Ali Bulaç | 25- Artık o gün hiç kimse (Allah’ın) vereceği azab gibi azablandıramaz. |
Diyanet Vakfı | 25. Artık o gün, Allah’ın edeceği azabı kimse edemez. |
Elmalılı Hamdi Yazır | 25-Artık o gün O’nun ettiği azabı kimse edemez. |
Süleyman Ateş | 25. O gün O’nun yapacağı azabı kimse yapamaz. |
Yaşar Nuri Öztürk | 25 O gün hiç kimse O’nun azabı gibi azap edemez. |
Ali Bulaç | 26- Onun vuracağı bağı hiç kimse vuramaz. |
Diyanet Vakfı | 26. 0’nun vuracağı bağı kimse vuramaz. |
Elmalılı Hamdi Yazır | 26-Ve O’nun vurduğu bağ gibi kimse vuramaz. |
Süleyman Ateş | 26. Ve O’nun vuracağı bağı kimse vuramaz! |
Yaşar Nuri Öztürk | 26 Ve hiç kimse O’nun vurduğu bağ gibi bağ vuramaz. |
Ali Bulaç | 27- Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis, |
Diyanet Vakfı | 27. Ey huzura kavuşmuş insan! |
Elmalılı Hamdi Yazır | 27-Ey Rabbine itaat eden huzura ermiş ruh, |
Süleyman Ateş | 27. Ey huzura eren nefis! |
Yaşar Nuri Öztürk | 27 Ey sükûna kavuşmuş benlik! |
Ali Bulaç | 28- Rabbine, hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak dön. |
Diyanet Vakfı | 28. Sen O’ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön. |
Elmalılı Hamdi Yazır | 28-dön Rabbine, sen O’ndan O senden hoşnut olarak! |
Süleyman Ateş | 28. Razı edici ve razı edilmiş olarak Rabbine dön! |
Yaşar Nuri Öztürk | 28 Dön Rabbine, razı etmiş ve razı edilmiş olarak! |
Ali Bulaç | 29- Artık kullarımın arasına gir. |
Diyanet Vakfı | 29. (Seçkin) kullarım arasına katıl, |
Elmalılı Hamdi Yazır | 29-Gir kullarımın içine! |
Süleyman Ateş | 29. (İyi) Kullarım arasına gir! |
Yaşar Nuri Öztürk | 29 Gir kullarımın arasına! |
Ali Bulaç | 30- Ve cennetime gir. |
Diyanet Vakfı | 30. Ve cennetim gir. |
Elmalılı Hamdi Yazır | 30-Gir cennetime! |
Süleyman Ateş | 30. Cennetime gir! |
Yaşar Nuri Öztürk | 30 Gir cennetime! |
http://www.kuranikerim.gen.tr sitesinden alınmıştır.
Fecr suresi – Karşılaştırmalı meal