Anasayfa / ALLAH (cc) / Herkesin Bismillah’ı farklıdır
imanilmihali.com
Herkesin Bismillah’ı farklıdır

Herkesin Bismillah’ı farklıdır

Herkesin Bismillah’ı farklıdır

Bismillahirrahmanirrahim yani besmele genel kabule göre “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” ve kısası olan Bismillah “Allah’ın adıyla” demektir. Müslümanın her işi, her lokması ve her adımı bunlardan birisiyle başlar ve birisiyle biter. İşin doğru ve yolunda gitmesi, işin sonucundan Allah’ın razı olması temennisi demek olan bir işe Bismillah diyerek başlamak o işi Allah adına, Allah adıyla, Allah yolunda, Allah’ın kuralları nispetinde yapıyorum veya Allah izin verirse yapmaya niyetliyim demektir.

İnşallah (Allah dilerse) Maşallah (Allah korusun) ve mazallah (Allah muhafaza eylesin) sözlerinin manasınında kalplerde saklı tutulmasıyla bu tevhid kelimesi İslam’a girmiş her müslümana farz mahiyetindedir. Keza Elhamdülillah (Alemlerin Rabbine hamd olsun) ile biten işlerin hikmetinin de şükür vesilesi olarak tevhid kelimesini (Kelime-i besmele) tamamlayan bir nur olduğunu düşünürüz.

Kulun maksadı bu kalbi kelimenin dille telaffuz edilmesi suretiyle kalpte olanı bilen Allaha ve olarak kulların ve şahit meleklerin de şahitliğini araması ve rıza/niyet/iradesini Allah’a sunarak hayırlar dilemesi ve şerlerden uzak olmayı istemesidir.

Helal lokma ve kazanç peşinde koşan/koşması gereken müslümanların Yüce Allah’a bağlılıklarını, kararlılıklarını ve acizliklerini sunduğu bir kelime olan “Bismillah” aynı zamanda kulun içinde varsa şüphe ve tereddütlerden Allah’a sığınma talebidir. Bu talep sonucunun hayır mı şer mi olacağını tek bilen Yüce Allah’tan bu sonucu hayırlara erdirmesini de dilemektir aynı zamanda.

İmanın günlük hayata yansıması demek olan bu kelime kulun beşeri hayatın koşturması içinde Rabbini unutmaması için de bir vesiledir ve zikri, tefekkürü, sabır ve sebatı da içinde barındırır.

Doğal olarak kul ve hatta melekler bu kelimeyi sarf eden insanın o sözü söylediğine ve sonra güç sarf ediyorsa onu bilir ama niyetini bilemezler. Nasıl ki imanın kimde olduğunu bilen sadece Yüce Allah ise işine tevhid kelimesi ile başlayan kulun asli niyetini de bilen sadece Yüce Allah’tır.

İnsan ise nankör, zalim, cahildir.

Bu nadide güzelliğin ardına sayısız menfaat beklentisini saklayan, bu kelime ile kandıran, Allah adıyla işe başlıyorum şahit olun dedikten sonra doğru yoldan ayrılan sayısız müslüman vardır ki bunların zaten mü’min olamama gerekçeleri de budur. Lafta kalan imanları onları sahteciliğe ve riyaya sevk etmiştir ve kararan kalplerini dilleriyle temizler görünmeye çalışmaktadırlar.

Allah ile aldatmanın kişisel bazda en çarpıcı örneği olan bu durum elde taşınan tesbihler ve kıyafet/sakal birliktelikleriyle tam bir tiyatroya dönüşür ve bu münafıklar güruhu din üzerinden kan emerek beslendiği için dine faydadan çok zarar verir.

Bismillah’ın hakkını veren nadide kullar ise Allah adıyla giriştikleri o işte; moral, destek, güç ve kolaylık bulur, sonuç çoğu zaman hayırlı olur, aşılmaz görünen dağ gibi meseleler kolayca halledilir olur. Sonuçtan ise büyük kısım memnun olur ve insanlık bir güzellik değeri daha kazanmış olur.

Herkesin ‘Bismillah’ı bu yüzden farklıdır ki kulların Allah’a sığınışları ve güç istemeleri de demek olan bu kelime ile bazılarının işlerinin rahatlamaması bu nedenledir. Samimiyet ve muhabbet barındırmayan yakarışların nasıl Allah katında yeri yoksa bu niyet ve tevazunun da hükmü ve kıymeti yoktur.

Yüce Allah kalplerde olanı, akıllardan geçeni bizden önce bilir. Kanmaz, aldanmaz. Sessiz kalıyor ve bu riyayı destekliyorsa bu kulun art niyetinin gerçekleşmesi ve böylece helakının hak olmasını dilediği içindir. Aynı şekilde Yüce Allah münafıkların bu kötü niyetli yaklaşım ve teşebbüslerini destekler ki imandan dönerek münafıklar cephesine katılacak diğer insanlar da belli olsun.

Kısaca özetlersek; dinin ve ibadetin tüm meselelerinde olduğu gibi iman bahsinde de ilk şart kalp ile desteklemek, samimi ve içten olmaktır. Dine tabi olmak yetmez, sevmek gerekir. İşin bu hizada gitmesi durumunda güzeli seven Yüce Allah kulun güzel niyet ve çabalarına destek verecektir.

İhsan, kulun Rabbini görüyormuşcasına ibadet etmesidir ki bu her an Yüce Allah’ın bizi gözlediğini idrak etmektir. Onun kalpleri de bildiğin unutmadan ve zikir ve tefekkür adına imanımızı dille seslendirmek olan Bismillah’ı her işe ilk adım olarak atamak her müslümanın borcudur ki bu aynı zamanda bize sorumluluklarımızı hatırlatır. Lakin bu dille ifade kalbi ifadenin ötesinde bir mana teşkil etmez.

Yüce Allah, inşallah iyi ve güzel (salih) işlerin, o iş gerçekleşemese bile, niyet ve gayretlerini de hem de misliyle ödüllendirecektir. Tam tersi kişi kötülüğe niyet etmiş ama kötülük gerçekleşmemişse kula inşallah ceza yazmayacak, yazsa bile bu misliyle olmayacaktır.

Buradan hareketle son söz olarak denebilir ki kul imanının sergisi demek olan Bismillah ile her işe başlamalı ama işine Bismillah ile başlayan herkese inanmamalıdır. Terazi ve kıstas şudur ki, dilinden Allah adını düşürmeyenlerin icraatına bakmak lazım gelir ki bu işler kulun aynasıdır. Allah ile aldanmamak ve kurtuluş için, Allah ismini reklam ve çıkar uğruna kullananlardan ise fersah fersah uzak durmak gerekir.

Bismillah her hayrın başıdır diye internette genişçe yer alan bir bahis vardır ki konuya yukarıda yazılı pencereden bakmak lazım gelir. Tüm hayırlı işlerin Bismillah ile geleceği açıktır ama her Bismillah ile işe başlayanın hayır peşinde olduğu söylenemez.

Rabbim imanlı kullarını muhafaza eylesin. Amin!

Bu yazıyı okudunuz mu?

Allah nurunu tamamlayacaktır

“Kim, İslâm’a davet olunduğu hâlde, Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? Allah, zalimler topluluğunu hidayete ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir