Anasayfa / Global siyonizm / Jeopolitik küreselciler
imanilmihali.com

Jeopolitik küreselciler

HAARP (High Frequency Active Auroral Research Program) denen iyonosfer ısıtıcısı, insanlığa düşük maliyetli enerji sağlama gayesiyle 1990 yılında patentine Nicole Tesla tarafından müracaat edilen çalışmaydı. Bu şekilde elektromanyetik dalgalarla doğayı etkilemek, elektriği kablosuz nakletmek mümkündü, fırtına yaratılıp, yağmur yağdırılabiliyordu. Keza aynı sistemle küçük depremler yaratılabiliyor, bu sayede büyük depremler engellenebiliyordu. Sonrasında proje el değiştirdi ve Yıldız Savaşları projesinin bir bölümü olarak hedef ülkelere hasar verilmesi gayesine yönlendirildi.

(HAARP tesislerinin ana kumanda merkezi Ruslardan 1867’de 7,2 milyon dolara satın aldıkları Alaska’daydı. ABD daha sonra IC-Orlando büyük HAARP radar gemisini icat edince ve tesis dünya çapında herkes tarafından bilinir hale gelince buradan kaldırdılar. HAARP projesine resmen 1990 yılında değil, CIA’in 1960 yılındaki ‘İklimleri müttefik yapma’ proje talebi ile başlanmıştır. Projenin asıl amacı ise seçkinleri tanrılaştırmaktır.)

Deprem bombaları ile yerle bir edilen yerlerde bu bombadan söz etmek dahi yasaktır. Oysa bu bilinen bir gerçektir, en üst kademelerdeki yöneticilerce de telaffuz edilmiştir ve bir tür silah olarak denemeleri süren bu tektonik bombalar ile istenen şiddette deprem yaratılabilmektedir. İnsaniyete aykırı, düpedüz terör olan bu vahşi hareketin şu ana kadar nerelerde ve ne kudrette denendiği ise bilinmemektedir.

Deprem bombaları ile yaratılan depremleri normallerinden ayırt etmenin yolu şudur; normal deprem öncesi havlayan köpekler, uçan kuşlar suni depremlerde görülmez. Bombanın patladığı yerde mavi bir ışık veya dalga türü bir şeyler görülür. Suni depremler dikey değil yatay çalıştığı için en büyük hasar deprem merkezinde değil istenen istikamette, uzakta gerçekleşir. Depremin merkez üssü az hasar alırken, civarı daha fazla etkilenir. Deprem her iki yana sallarken, yapay depremlerde sarsıntı tek yöndedir. Normal depremler yavaşlayarak sona ererken suni depremler bir anda biter. Deprem öncesi ve sonrasında deprem merkezindeki delilleri yok etmek, hasarı tespit ve rapor etmek veya bombayı (uzaktan güdümlü) deprem öncesi oraya yerleştirmek için manasız ve sıradan olmayan hareketler, kişiler gözlemlenir. Daha da acısı yakın zamanlarda o coğrafyalarda oluşan depremlerin aynı çizgi üzerinde ve belirli aralıklarla hâsıl olduğuna dikkat edilirse konu daha iyi anlaşılacaktır.

Küreselcilerin dünyayı kontrol altına almak, tabiat olaylarını kontrol etmek, istenilen hedefte tesir yaratmak adına aşık olduğu bir teknoloji olan jeolojinin platonik sevdalıları siyonistlerdir. Çünkü siyonistler için safhalardan bir tanesinin geçilmesine bu teknoloji katkı sağlayacaktır. Bu Mescid-i Aksa’nın yıkılma süreci safhasıdır.

Şayet siyonizm küresel deklarasyona galip gelebilirse sonraki aşamada kendisine çoktandır kapital başkent seçtiği İstanbul’u formata sokabilmek için de bu teknolojiye ihtiyaç duyacaktır. (Dünyada daha çok sayıda hedef vardır.) Kulaklarda yeni yeni duyulmaya başlayan Birleşik İslam Devletleri (Başkenti İstanbul, dili Arapça ASRİKA devleti) bu söylemin kısa vadedeki hayalidir, algı yaratma temennisidir, taslak planı ve nabız yoklamasıdır.

NOT: 2020 Ocak ayında bazıları ‘Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM)’ adına diyor ve bunu anayasa şeklinde hazırlıyor ki; İslam şeriat ve akidesini hakim kılmak için ASRİKA (Asya-Afrika) İslam Devletler Birliğini kurup, gelecek (!) Mehdiye göre dünyayı şekillendirmeliyiz.

Bundan bir zaman önce hatırlanmalıdır ki Zeytinburnu civarında deprem hasarı % 100 olarak anıldı. Denildi ki tek bir bina kalmayacak. Ne oldu? Askeri birlikler taşındı, evler ucuza satıldı, yıkıldı, Haliç’in son noktası civarı bu sayede boşaltıldı. Yine dendi ki buraya her üç semavi dinin de öğretileceği yeni ve büyük bir ilahiyat fakültesi yapılacak. Sonra Kanal İstanbul projesi ortaya atıldı. Denildi ki …. fakat denmedi ki boğaz ve kanal İstanbul arası bölge başka maksat için kullanılacaktır. Yeni havaalanı dahil…

Çünkü İstanbul, merkezi, güzel, muhteşem bir şehirdir, dünyanın orta noktasıdır. Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi veya Genişletilmiş Ortadoğu Projesi de buna işaret etmektedir. Korkulan odur ki siyonizm hayallerine göre burada bir başkentten öte bir yapılanma olacaktır. Vatikan misali bu yer dini mahiyet taşıyacak, duvarlarla çevrilecek, kilit noktada yer aldığı için saygıyı ve itibarı hak edecek, dünya ruhsal açıdan buradan yönetilecektir. Bunun hemen öncesinde ise maalesef bir şey daha lazımdır. Mevcut İslami, Yunan, Türk, Bizans, Roma… adına her ne varsa yıkılmalı, yok olmalıdır ki yeni medeniyet ve yeni imar mümkün olsun. Bu nasıl olacaktır? Marmara denizi altında MTA Sismik – 1 gemisine değil de Fransız (!) gemisine yaptırılan taban araştırmalarında depreme hassas noktalar çoktan tespit edilmiştir ve müdahaleyi beklemektedir. Şayet birileri o hassas noktalara bir bomba bırakır ve bunu patlatırsa İstanbul’da gerçekten tarihten eser kalmayacaktır. Aynı şey Kudüs için de geçerlidir.

Küreselcilerin de İstanbul’u dünya başkenti yapma planı varsa en azından tarih ve dinden kurtulmak, yeni komplekslere yer açmak için (Allah korusun) ciddi bir temizliğe (!) ihtiyacı vardır. Çünkü küreselcilerin İstanbul planı çok daha yakın ve uygulanabilir görünmektedir. Plan şayet BM dahil, NATO ve DSÖ ve Dünya Ticaret örgütünü İstanbul’a taşımaksa… dar sokaklı, yoğun nüfuslu, onlarca tarihe ev sahipliği yapan şehrin… maalesef yıkılıp yeniden imar edilmesi gerekmektedir. Bu acımasız bir terördür fakat küreselcilerin Allah’ı bizimkilerle aynı olmadığı için cinayette sakınca görmezler, mühim olan ereklerine ulaşmalarıdır. Allah korusun diyelim!

Daha acısı birisi bunu mesela deccal(!) iki gün önceden tahmin eder ve bomba gerçekten patlatılırsa… hem istenen hasıla alınacak hem tüm dünya o deccale anında inanacaktır.

Bu yazıyı okudunuz mu?

Globalizm

Global veya küresel demek tüm yeryüzünü, içindekilerle, altındakilerle, üstündekilerle bütün olarak kaplayan demektir. Siyasi ve ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir