Kur’an fihristi
“P”
PEYGAMBERE TABİ OLMAK
3. Sure (Âl-i İmrân Suresi), 31. Ayet
De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
33. Sure (Ahzâb Suresi), 21. Ayet
Andolsun, Allah’ın Resülünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.
33. Sure (Ahzâb Suresi), 28. Ayet
Ey Peygamber! Hanımlarına de ki, “Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut’a vereyim ve sizi güzelce bırakayım.”
33. Sure (Ahzâb Suresi), 29. Ayet
“Eğer Allah’ı, Resülünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükafat hazırlamıştır.”
33. Sure (Ahzâb Suresi), 30. Ayet
Ey Peygamber’in hanımları! İçinizden kim apaçık bir çirkinlik yaparsa onun cezası iki kat verilir. Bu Allah’a göre kolaydır.
33. Sure (Ahzâb Suresi), 31. Ayet
İçinizden kim Allah’a ve Resülüne itaat eder ve salih bir amel işlerse, ona mükafatını iki kat veririz. Biz ona bereketli bir rızık hazırlamışızdır.
33. Sure (Ahzâb Suresi), 32. Ayet
Ey Peygamber’in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve doğru) söz söyleyin.
33. Sure (Ahzâb Suresi), 33. Ayet
Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekatı verin. Allah’a ve Resülüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
33. Sure (Ahzâb Suresi), 34. Ayet
Siz evlerinizde okunan Allah’ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah en gizli şeyi bilendir, hakkıyla haberdardır.
PEYGAMBERLER BİRER İNSANDIR
3. Sure (Âl-i İmrân Suresi), 144. Ayet
Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar veremez. Allah şükredenleri mükafatlandıracaktır.
13. Sure (Ra’d Suresi), 38. Ayet
Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlara da eşler ve çocuklar verdik. Allah’ın izni olmadan hiçbir peygamber bir mucize getiremez. Her ecelin (vadenin) bir yazısı vardır.
14. Sure (İbrâhîm Suresi), 10. Ayet
Peygamberleri dedi ki: “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var? (Halbuki) O, günahlarınızı bağışlamak ve sizi belli bir zamana kadar ertelemek için sizi (imana) çağırıyor. Onlar, “Siz de bizim gibi sadece birer insansınız. Bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirin” dediler.
14. Sure (İbrâhîm Suresi), 11. Ayet
Peygamberleri onlara dedi ki: “Biz ancak sizin gibi birer insanız. Fakat Allah kullarından dilediğine (peygamberlik) nimetini bahşeder. Allah’ın izni olmadıkça bizim size bir delil getirmemiz haddimize değil. Mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsinler.”
17. Sure (İsrâ Suresi), 90. Ayet
Dediler ki: “Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça, yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça, yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe, yahut Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe, yahut altından bir evin olmadıkça, ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resul olarak gönderilen bir beşerim.”
17. Sure (İsrâ Suresi), 94. Ayet
İnsanlara hidayet (Kur’an) geldikten sonra onların iman etmelerine ancak, “Allah bir beşeri mi peygamber olarak gönderdi?” demeleri engel olmuştur.
18. Sure (Kehf Suresi), 110. Ayet
De ki: “Ben de ancak sizin gibi bir insanım, (Ne var ki) bana, ‘Sizin ilah’ınız ancak bir tek ilâhtır” diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın.”
21. Sure (Enbiyâ Suresi), 2. Ayet
Rab’lerinden kendilerine yeni bir öğüt (bir uyarı) gelmez ki, onlar mutlaka onu alaya alarak, kalpleri de gaflette olarak dinlemesinler. O zulmedenler gizlice şöyle konuştular: “Bu da ancak sizin gibi bir insan. Şimdi siz göz göre göre sihre mi kapılacaksınız?”
21. Sure (Enbiyâ Suresi), 4. Ayet
Peygamber onlara dedi ki: “Rabbim yerdeki ve gökteki her sözü bilir. O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.”
21. Sure (Enbiyâ Suresi), 5. Ayet
Onlar, “Hayır, bunlar karma karışık yalancı düşlerdir. Hayır, onu kendisi uydurdu, hayır, o bir şairdir. Eğer böyle değilse önceki peygamberlerin (mucizelerle) gönderildikleri gibi o da bize bir mucize getirsin” dediler.
21. Sure (Enbiyâ Suresi), 6. Ayet
Onlardan önce helak ettiğimiz hiçbir memleket halkı iman etmedi de şimdi bunlar mı iman edecekler?
21. Sure (Enbiyâ Suresi), 7. Ayet
Senden önce de ancak kendilerine vahyettiğimiz bir takım erkekleri peygamber gönderdik. Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun.
21. Sure (Enbiyâ Suresi), 8. Ayet
Biz onları yemek yemez bir beden yapısında yaratmadık. Onlar ölümsüz de değillerdi.
23. Sure (Mü’minûn Suresi), 23. Ayet
Andolsun biz, Nûh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik de, “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin ondan başka hiçbir ilahınız yoktur. Allah’a karşı gelmekten hâlâ sakınmaz mısınız?” dedi.
23. Sure (Mü’minûn Suresi), 24. Ayet
Bunun üzerine kendi kavminden inkar eden ileri gelenler şöyle dediler: “Bu ancak sizin gibi bir beşerdir, size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi bir melek gönderirdi. Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey duymadık.”
23. Sure (Mü’minûn Suresi), 32. Ayet
Onlara, kendilerinden, “Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka hiçbir ilahınız yoktur, hâlâ O’na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” diye öğüt veren bir peygamber gönderdik.
23. Sure (Mü’minûn Suresi), 33. Ayet
O peygamberin kavminden, Allah’ı inkar eden, ahireti yalanlayan ve bizim dünya hayatında kendilerine bol bol nimet verdiğimiz ileri gelenler şöyle dediler: “O da ancak sizin gibi bir insandır. Sizin yediğiniz şeylerden yiyor, içtiğiniz şeylerden içiyor.”
23. Sure (Mü’minûn Suresi), 34. Ayet
“Andolsun, kendiniz gibi bir beşere itaat ederseniz mutlaka ziyana uğrarsınız.”
23. Sure (Mü’minûn Suresi), 45. Ayet
Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn’u mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve ileri gelenlerine peygamber olarak gönderdik de (onlar) büyüklük tasladılar ve kendilerini büyük görüp böbürlenen bir topluluk oldular.
23. Sure (Mü’minûn Suresi), 47. Ayet
Bu yüzden, “Kavimleri bize kul köle iken, bizim gibi iki insana mı inanacağız” dediler.
25. Sure (Furkân Suresi), 20. Ayet
Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberler de şüphesiz yemek yerler, çarşıda pazarda gezerlerdi. (Ey insanlar!) Sizi birbiriniz için imtihan aracı kıldık. (Bakalım) sabredecek misiniz? Rabbin hakkıyla görendir.
36. Sure (Yâsîn Suresi), 13. Ayet
(Ey Muhammed!) Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti.
36. Sure (Yâsîn Suresi), 14. Ayet
Hani biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. Onlar, “Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz” dediler.
36. Sure (Yâsîn Suresi), 15. Ayet
Onlar şöyle dediler: “Siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahmân hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.”
41. Sure (Fussilet Suresi), 6. Ayet
De ki: “Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Fakat bana ilâhınızın yalnızca bir tek ilâh olduğu vahyediliyor. Artık O’na yönelin ve O’ndan bağışlanma dileyin. Allah’a ortak koşanların vay haline!”
PEYGAMBERLERE İTAAT
3. Sure (Âl-i İmrân Suresi), 32. Ayet
De ki: “Allah’a ve Peygamber’e itaat edin.” Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kafirleri sevmez.
3. Sure (Âl-i İmrân Suresi), 50. Ayet
“Benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri helâl kılmak için gönderildim ve Rabbiniz tarafından size bir mucize de getirdim. Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
3. Sure (Âl-i İmrân Suresi), 51. Ayet
“Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse ona ibadet edin. İşte bu, doğru yoldur.”
3. Sure (Âl-i İmrân Suresi), 132. Ayet
Allah’a ve Peygambere itaat edin ki size merhamet edilsin.
4. Sure (Nisâ Suresi), 13. Ayet
İşte bu (hükümler) Allah’ın koyduğu sınırlarıdır. Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte bu büyük başarıdır.
4. Sure (Nisâ Suresi), 59. Ayet
Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.
4. Sure (Nisâ Suresi), 69. Ayet
Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır.
4. Sure (Nisâ Suresi), 80. Ayet
Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik.
5. Sure (Mâide Suresi), 92. Ayet
Öyleyse Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin ve Allah’a karşı gelmekten sakının. Şayet yüz çevirirseniz bilmiş olun ki elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir.
8. Sure (Enfâl Suresi), 1. Ayet
(Ey Muhammed!) Sana ganimetler hakkında soruyorlar. De ki: “Ganimetler Allah’a ve Resûlüne aittir. O halde, eğer mü’minler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının, aranızı düzeltin, Allah ve Rasûlüne itaat edin.”
8. Sure (Enfâl Suresi), 20. Ayet
Ey iman edenler! Allah’a ve Resûlüne itaat edin ve (Kur’an’ı) dinlediğiniz halde ondan yüz çevirmeyin.
8. Sure (Enfâl Suresi), 21. Ayet
İşitmedikleri halde, “işittik” diyenler gibi de olmayın.
8. Sure (Enfâl Suresi), 45. Ayet
Ey iman edenler! (Savaş için) bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah’ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz.
8. Sure (Enfâl Suresi), 46. Ayet
Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.
9. Sure (Tevbe Suresi), 71. Ayet
Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
24. Sure (Nûr Suresi), 52. Ayet
Kim Allah’a ve Resülüne itaat eder, Allah’tan korkar ve O’na karşı gelmekten sakınırsa, işte onlar başarıyı elde edenlerin ta kendileridir.
24. Sure (Nûr Suresi), 54. Ayet
“Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin” de. Eğer yüz çevirirseniz bilin ki ona yüklenen sorumluluğu ancak ona ait; size yüklenen görevin sorumluluğu da yalnızca size aittir. Eğer ona itaat ederseniz doğru yola erersiniz. Peygambere düşen ancak apaçık bir tebliğdir.
24. Sure (Nûr Suresi), 56. Ayet
Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Resüle itaat edin ki size merhamet edilsin.
26. Sure (Şuarâ Suresi), 105. Ayet
Nûh’un kavmi de Peygamberleri yalanladı.
26. Sure (Şuarâ Suresi), 106. Ayet
Hani kardeşleri Nûh, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 107. Ayet
“Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 108. Ayet
“Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 109. Ayet
“Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 110. Ayet
“O halde Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 123. Ayet
Âd kavmi de peygamberleri yalanladı.
26. Sure (Şuarâ Suresi), 124. Ayet
Hani kardeşleri Hûd, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 125. Ayet
“Şüphesiz ben, size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 126. Ayet
“Öyle ise Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 127. Ayet
“Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 128. Ayet
“Siz her yüksek yere bir alamet bina yapıp boş şeylerle eğleniyor musunuz?”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 129. Ayet
“İçlerinde ebedi yaşama ümidiyle sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 130. Ayet
“Tutup yakaladığınız zaman zorbaca yakalarsınız.”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 131. Ayet
“Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 141. Ayet
Semûd kavmi de Peygamberleri yalanladı.
26. Sure (Şuarâ Suresi), 142. Ayet
Hani kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 143. Ayet
“Ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 144. Ayet
“Öyle ise Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 145. Ayet
“Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 146. Ayet
“Siz buradaki bahçelerde, pınar başlarında, ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda güven içinde bırakılacak mısınız?”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 149. Ayet
“Bir de dağlardan ustalıkla evler yontuyorsunuz.”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 150. Ayet
“Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 160. Ayet
Lût’un kavmi de peygamberleri yalanladı.
26. Sure (Şuarâ Suresi), 161. Ayet
Hani kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 162. Ayet
“Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 176. Ayet
Eyke halkı da peygamberleri yalanladı.
26. Sure (Şuarâ Suresi), 177. Ayet
Hani Şuayb onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 178. Ayet
“Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.”
26. Sure (Şuarâ Suresi), 179. Ayet
Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
33. Sure (Ahzâb Suresi), 33. Ayet
Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekatı verin. Allah’a ve Resülüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
33. Sure (Ahzâb Suresi), 70. Ayet
Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin ki Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah’a ve Resülüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.
43. Sure (Zuhruf Suresi), 63. Ayet
İsa, apaçık mucizeleri getirdiği zaman şöyle demişti: “Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyle ise, Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
43. Sure (Zuhruf Suresi), 64. Ayet
Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na kulluk edin, işte bu doğru bir yoldur.
46. Sure (Ahkâf Suresi), 30. Ayet
Dediler ki: “Ey kavmimiz! Şüphesiz biz, Mûsâ’dan sonra indirilen, kendinden önceki kitapları doğrulayan, gerçeğe ve doğru yola ileten bir kitap dinledik.”
46. Sure (Ahkâf Suresi), 31. Ayet
“Ey kavmimiz! Allah’ın dâvetçisine uyun, ona iman edin ki, günahlarınızı bağışlasın ve sizi elem dolu bir azaptan kurtarsın.”
47. Sure (Muhammed Suresi), 33. Ayet
Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygamber’e itaat edin. Amellerinizi boşa çıkarmayın.
48. Sure (Fetih Suresi), 17. Ayet
Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değillerdir.) Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, onu elem dolu bir azaba uğratır.
49. Sure (Hucurât Suresi), 14. Ayet
Bedevîler “İman ettik” dediler. De ki: “İman etmediniz. (Öyle ise, “iman ettik” demeyin.) “Fakat boyun eğdik” deyin. Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
58. Sure (Mücâdele Suresi), 12. Ayet
Ey iman edenler! Peygamber ile başbaşa konuşacağınız zaman, başbaşa konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şâyet (sadaka verecek bir şey) bulamazsanız, bilin ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
58. Sure (Mücâdele Suresi), 13. Ayet
Başbaşa konuşmanızdan önce sadakalar vermekten çekindiniz mi? Bunu yapmadığınıza ve Allah da, sizi affettiğine göre artık namazı kılın, zekatı verin, Allah’a ve Resülüne itaat edin. Allah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
64. Sure (Tegâbün Suresi), 12. Ayet
Allah’a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki elçimize düşen sadece apaçık bir tebliğdir.
71. Sure (Nûh Suresi), 1. Ayet
Şüphesiz biz Nûh’u, kavmine, “Kendilerine elem dolu bir azap gelmeden önce kavmini uyar” diye peygamber olarak gönderdik.
71. Sure (Nûh Suresi), 2. Ayet
Nûh şöyle dedi: “Ey kavmim! Şüphesiz, ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım.”
71. Sure (Nûh Suresi), 3. Ayet
“Allah’a ibadet edin. Ona karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vakte kadar ertelesin. Şüphesiz, Allah’ın belirlediği vakit gelince ertelenmez. Keşke bilseydiniz.”
PUTLAR
14. Sure (İbrâhîm Suresi), 35. Ayet
Hani İbrahim demişti ki: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut.”
14. Sure (İbrâhîm Suresi), 36. Ayet
“Rabbim! Çünkü o putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse şüphesiz sen çok bağışlayan, çok merhamet edensin.”
22. Sure (Hac Suresi), 31. Ayet
Allah’a yönelen, ona ortak koşmayan kimseler (olun). Kim Allah’a ortak koşarsa, sanki gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir
22. Sure (Hac Suresi), 62. Ayet
Bu böyle. Çünkü Allah hakkın ta kendisidir. O’nu bırakıp da taptıkları ise batılın ta kendisidir. Şüphesiz ki Allah yücedir, büyüktür.
(Mealler; T.C.Diyanet İşleri Başkanlığı resmi sitesinden alınmıştır.)
Kur’an fihristi