Resülullah gözüyle; mü’min
Allah Resulünün dilinde mümin bal arısı gibidir. Bal arısı gibi hep güzel, temiz, helal şeyler yer ve hep güzel şeyler üretir. Hiçbir şeyi ne döker, ne kırar, ne de ifsat eder. Onun gönlünde daima iyi, yararlı ve olumluya yer vardır. Gözü iyi olanı görür. Dilinden güzel sözler dökülür. Allah Resulü’ne göre hurma ağacı gibidir mümin. Her daim imanından aldığı kuvvetle canlılığını korur. Üretkendir, yaratılış hikmetini unutmadan insanlığa yararlı olur. Mümin altın gibidir. Değerini hiçbir zaman yitirmez. Ateşe atılsa bile ıbrahimî bir duruşla doğru bildiğini söyler, Hak uğruna özünden ödün vermez. Dinin ona çizdiği yoldan asla sapmaz. Yeşil ekin misalidir mümin. Yıkılmaz, türlü musibetlerle imtihan edilse de. Bilir ki kula düşen, bunları Eyüp misali sabır, teslimiyet ve vakarla kabullenmektir. Kahır değil, lütufla bakmak gerekir Yüce Yaratan’dan gelene. Ümitsizliğe yer yoktur onun hayatında; “şüphesiz Allah bizimle beraberdir?” inancını hücrelerine kadar dillendirendir mümin. Herkesin onu terk ettiği anda onu terk etmeyen bir mevlası olduğuna inanır. Mümin, güzel koku satan attar gibidir. Ahlak, âdâb, erdem takdim eder beraberindekilere. Hep olumlu yer edinir zihinlerde. Hayırla yâd edilir, hoş seda bırakır gönüllerde. “Mümin, kendisiyle dostluk kurulabilen kişidir. insanlarla dost olmayan ve kendisiyle dostluk kurulamayanda hayır yoktur.” nebevi öğretisi yön verir müminin ilişkilerine. Onun davranışları şefkat, merhamet, samimiyet, ülfet ve muhabbetle örülmüştür. Ne mutlu Kutlu Elçinin bu övgülerine mazhar olanlara! Ne mutlu yolu huzura çıkanlara! Ne mutlu yaratılış hikmetine sarılarak Mevla?nın rızasına ulaşanlara! Ne mutlu fâni alemi bâki bir hazineye dönüştürenlere!(DİB)